0 Takip Edilen
2 Takipçi
Volkan3535
TC Onaylı

21 May 2020

9,459 Mesaj

9,765 Tepki

0 Çözüm

0

İlk Mesaj

100 Mesaj

500 Mesaj

1k Mesaj

5K Mesaj
- Katılım
- 21 May 2020
- Mesajlar
- 9,459
- Tepkime puanı
- 9,765
Afganistan'ın şimdiki hali çok üzücü. Oysa yüz yıl önce ülkeyi Kemalist, modern ve laik bir lider olan Amanullah Han yönetiyordu. Amanullah Han sıkı bir Atatürkçüydü. Ülkesini Türkiye gibi yapmak istiyordu. Fakat işler başka türlü gitti
1* TBMM ile Afganistan arasında 1 Mart 1921 tarihinde "ittifak" antlaşması imzalanıyor. Türkler, Afganistan'a eğitim ve kültür alanında yardımda bulunma sözü veriliyor. Yanlış okumadınız. Atatürk, işgalle boğuşurken diğer yanda Afganistan'a yardım eli uzatıyor.
Afganistan Kralı Amanullah Han modern bir askeri mektepte okumuştu. Dört dil biliyordu. Babasının suikast sonucu öldürülmesi üzerine amcasının hükümdarlığını tanımayıp 1919'da iktidara yürüdü. İngiliz hakimiyetini tanımayarak bağımsızlığını ilan etti.
Amanullah, Türkiye'de yaşanan Milli Mücadele'yi hayranlıkla takip ediyordu. İngilizlere karşı mücadele eden Mustafa Kemal'i örnek alıyordu. Afganistan'daki gelişmeleri takip eden Atatürk, Afgan asıllı Abdurrahman Bey'i büyükelçi olarak göndererek Amanullah ile kontakt kurdu.
İttihatçıların üç liderinden biri olan Cemal Paşa da Afganistan'daydı ve ordunun modernleştirilmesi için Amanullah'a yardımcı oluyordu. İlk anlaşma Mart 1921'de yapıldı. Bu TBMM'nin ilk uluslararası antlaşması oldu.
Atatürk, Afganistan'daki gelişmelere büyük önem veriyordu. Bu nedenle büyükelçi olarak Medine Kahramanı Fahrettin Paşa'yı tayin etti. Aylar sonra Büyük Taarruz'daki Türk başarısı Afganistan'da inanılmaz mutluluk yarattı. Amanullah Han büyük bir tören düzenledi.
Amanullah Han, Atatürk'ü örnek alarak ülkesinde inkılaplar yapmaya başladı. Bir anayasa ilan edildi. Mahkemelerin yetkisi artırıldı. Kadınların okuması için okullar açtı. Kılık kıyafet devrimi gerçekleştirdi. Ekonomiyi canlandırmak için tren yolları yapımına başlandı.
Amanullah Han, 1928'de Avrupa ziyareti gerçekleştirdi. Almanya'da bulunduğu sırada Berlin Büyükelçisi Sami Paşa ile görüştü. "Gazi Paşa'yı ağabeyim diye tanırım. Onun yolunda gitmek isterim" dedi. Ankara'ya gelmek istiyordu. 20 Mayıs 1928'de Ankara'ya geldi
Amanullah Han ve eşi Ankara'da çok güzel şekilde ağırlandı. Amanullah Han, Atatürk'ten Afganistan'a götürmek için güvenilir bir yardımcı istedi. Atatürk, genel sekreteri Yusuf Hikmet Bayur'a bu görevi teklif etti. Bayur, görevi kabul etti.
Amanullah Han'a ziyareti esnasında Fahrettin Altay eşlik ediyordu. Han, Altay'dan o kadar etkilenmişti ki onu ülkesine Genelkurmay Başkanı yapmak istedi. Fakat Altay sağlık sorunlarını gerekçe göstererek kabul etmedi. Altay'ın bazı çekinceleri de vardı
Altay, Han'ın kendisine çok güvendiğini düşünüyordu. Atatürk, izlenimlerini Altay'a sorduğunda, Altay "Sakarya Muharebesi hakkında bilgi vermeme rağmen dinlemeyip kendi mücadelesini anlattığı. İyi, fakat idari tecrübesi az. Kendisine çok güveniyor" diye cevap verdi.
Ziyaret sona erdikten sonra Amanullah Han ülkesine döndü. Yusuf Hikmet Bayur, gitmeden önce ülke hakkında bilgi topladı. Atatürk'e sundu. Han'ın ülkesinde kadınların kıyafetleriyle ilgili yasalar çıkarttığından bahsetti.
Amanullah Han kıyafet devrimini yaparken kadınların geleneksel kıyafeti olan burkayı yasaklamıştı. Burka giyen kadınların kıyafetleri zorla çıkartılıp yırttılıyordu. Atatürk, Han'a götürmesi için bir mesaj verdi: "Söyle ona, başını kayaya vurmamalıdır insan."
Bayur, Afganistan'a gidince konuyu Han'a açtı. "Atatürk'e ağabeyim diyorsunuz" diye lafa girerek mesajını iletti. Fakat Han pek umursamadı. "Hiç merak etmesinde, millet avucumun içerisindedir" diye cevap verdi.
Amanullah Han, ülkesindeki gericileri küçümsüyordu. Üstelik ülkesindeki tüm güçleri elinde toplamış değildi. Uyarılara kulak asmayıp devrimlerini, gericileri ürküterek sürdürmeye devam etti.
Atatürk'ün genel sekreteri Hasan Rıza, gelişmeleri, özellikle kadın kıyafetleri konusundaki durumu anlattığında Atatürk "Eyvah adam gitti demektir; ben kendisine ısrarla bu mevzua girmemesini tavsiye etmiştim, çok yazık oldu" dedi.
Atatürk'ün tahminleri doğru çıktı. Amanullah Han, Avrupa'ya göndermek için 100 erkek ve 20 kadından oluşan öğrenci grubu için büyük bir geçit resmi düzenledi. Kadınlar geçitte kısa etek ve başı açık şekilde yürüdü. Halk olan biteni gördü.
Bu öğrencilerin bir kısmı eğitim görmek için Türkiye'ye gelecekti. Daha sonra ülkelerine gelerek modernleşme için çalışacaktı. Fakat bu geçit ülkedeki gericileri kışkırttı. Yusuf Hikmet öğrencilerin bu şekilde ülkede dolaştırılmaması için uyardı fakat Han dinlemedi.
Öğrenciler daha sonra Hint sınırına yakın bölgelere götürüldü. Oradan yurt dışına çıkacaklardı. Fakat Hint bölgesindeki İngilizler durumu fırsat bilip halkı kışkırtmaya başladı.
İngilizler kadınları görmesi için bölgedeki gerici aşiretleri şehre davet etti. Aşiretler olan bitene tanık olunca zaten rahatsızlık yaratan inkılaplara karşı isyan başladı. İlk olarak Şirvani ve Hokkari aşiretleri ayaklandı.
Amanullah Han rol model olarak Atatürk'ü örnek alıyordu fakat ülkesinde Atatürk kadar güçlü değildi. Büyüyen isyan karşısında çaresiz kaldı. Ülkeyi terk ederek tahtı kardeşine bıraktı. O da tahtı terk edince ülkede istikrarsızlık baş gösterdi.
Muhammet Nadir Şah 1929'da iktidarı ele aldıysa da modernleşme hareketi deyim yerindeyse yok oldu. Amanullah Han'ın geri dönmesini büyük oranda engelledi. Bir suikast sonucu ölünce ülkeyi Muhammed Zahir Şah 40 yıl boyunca yönetti.
Bu süreçte ülke yerinde saydı. 73'te kayınbiraderi Davut tarafından Cumhuriyet ilan edildiyse de Sovyetler ve ABD arasında sıkışıp kaldı. Sovyetler'in müdahalesi üzerine ABD tarafından radikal dinciler örgütlendi ve Afganistan için karanlık günler başladı
Uzun süren Sovyet-Afgan Savaşı'ndan sonra ülke adeta harap oldu. Radikal dinciler el altından desteklenmeye devam etti. 1991'e gelindiğinde hükümet ülkenin büyük bölümünü kontrol edemiyordu. Kısa süre sonra Taliban kuruldu ve 96'da yönetimi ele geçirdiler.
ABD, bir zamanlar kullandığı Ladin'in Taliban tarafından korunduğunu gerekçe göstererek 2001'de Afganistan'a savaş ilan etti. Taliban düşünce ABD bölgeye hakim oldu ve büyük bir uyuşturucu üretimi başladı
Bu süreçte ülkede ne gelişim, ne üretim ne de başka yararlı şeyler oldu. Zaten yöneticiler büyük oranda ABD'ye çalışıyordu. Bu teslimiyetçilik Taliban'ı daha da güçlendirdi. Taliban tekrar harekete geçti. Ve 2021... Taliban, başkenti ele geçirdi.
Afganistan yüz yıl önce Atatürk'ün izinde giden modern bir ülkeydi. Fakat modernleşme ve gericilikle mücadele kolay bir iş değildi. Neredeyse yüz yıl geçti. Ve Afganistan bir katre yol kat edemedi. Afganistan'ın bu hali, Atatürk'ün ne büyük işler yaptığını gösteriyor.
Amanullah Han iktidardan düştükten iki yıl sonra tekrar Ankara'ya geldi. Atatürk tarafından onurlu bir şekilde karşılandı. Fakat hali pek iyi değildi. Bitkin ve solgundu. Kaldığı odada gece boyunca ağlıyordu.
Atatürk'ün hizmetinde olan Cemal Granda, Han'ın durumunu Atatürk'e anlattı ve sordu: - Paşam, Kral'ın ağlaması benim çok gücüme gitti ve çok üzüldüm. Büyük adamların düşmesi çok zor oluyor, değil mi? - Krallar... Ancak krallar öyle olur... Önemli bir mesaj vermişti.
Afganistan bugün dünyadaki en geri kalmış ülkelerden biri. Vatandaşları ülkeyi terk ediyor. En gerici gruplardan biri hakimiyetini kurmak üzere. Ve ülke ABD, Rusya ile Çin arasında adeta ağa takılmış durumda. İşte, Afganistan'ın hazin hikayesi...
Afganistan'ın bu hikayesi bana iki şey anlatıyor:
1- İyi niyetli olmak yetmiyor. Doğru adımları, doğru zamanda atmak gerekiyor.
2- Atatürk çok çok büyük lider.
Ve Türk Milleti gerçekten inanılmaz yetenekli ve mucizevi bir millet.

1* TBMM ile Afganistan arasında 1 Mart 1921 tarihinde "ittifak" antlaşması imzalanıyor. Türkler, Afganistan'a eğitim ve kültür alanında yardımda bulunma sözü veriliyor. Yanlış okumadınız. Atatürk, işgalle boğuşurken diğer yanda Afganistan'a yardım eli uzatıyor.

Afganistan Kralı Amanullah Han modern bir askeri mektepte okumuştu. Dört dil biliyordu. Babasının suikast sonucu öldürülmesi üzerine amcasının hükümdarlığını tanımayıp 1919'da iktidara yürüdü. İngiliz hakimiyetini tanımayarak bağımsızlığını ilan etti.
Amanullah, Türkiye'de yaşanan Milli Mücadele'yi hayranlıkla takip ediyordu. İngilizlere karşı mücadele eden Mustafa Kemal'i örnek alıyordu. Afganistan'daki gelişmeleri takip eden Atatürk, Afgan asıllı Abdurrahman Bey'i büyükelçi olarak göndererek Amanullah ile kontakt kurdu.
İttihatçıların üç liderinden biri olan Cemal Paşa da Afganistan'daydı ve ordunun modernleştirilmesi için Amanullah'a yardımcı oluyordu. İlk anlaşma Mart 1921'de yapıldı. Bu TBMM'nin ilk uluslararası antlaşması oldu.
Atatürk, Afganistan'daki gelişmelere büyük önem veriyordu. Bu nedenle büyükelçi olarak Medine Kahramanı Fahrettin Paşa'yı tayin etti. Aylar sonra Büyük Taarruz'daki Türk başarısı Afganistan'da inanılmaz mutluluk yarattı. Amanullah Han büyük bir tören düzenledi.
Amanullah Han, Atatürk'ü örnek alarak ülkesinde inkılaplar yapmaya başladı. Bir anayasa ilan edildi. Mahkemelerin yetkisi artırıldı. Kadınların okuması için okullar açtı. Kılık kıyafet devrimi gerçekleştirdi. Ekonomiyi canlandırmak için tren yolları yapımına başlandı.
Amanullah Han, 1928'de Avrupa ziyareti gerçekleştirdi. Almanya'da bulunduğu sırada Berlin Büyükelçisi Sami Paşa ile görüştü. "Gazi Paşa'yı ağabeyim diye tanırım. Onun yolunda gitmek isterim" dedi. Ankara'ya gelmek istiyordu. 20 Mayıs 1928'de Ankara'ya geldi

Amanullah Han ve eşi Ankara'da çok güzel şekilde ağırlandı. Amanullah Han, Atatürk'ten Afganistan'a götürmek için güvenilir bir yardımcı istedi. Atatürk, genel sekreteri Yusuf Hikmet Bayur'a bu görevi teklif etti. Bayur, görevi kabul etti.

Amanullah Han'a ziyareti esnasında Fahrettin Altay eşlik ediyordu. Han, Altay'dan o kadar etkilenmişti ki onu ülkesine Genelkurmay Başkanı yapmak istedi. Fakat Altay sağlık sorunlarını gerekçe göstererek kabul etmedi. Altay'ın bazı çekinceleri de vardı
Altay, Han'ın kendisine çok güvendiğini düşünüyordu. Atatürk, izlenimlerini Altay'a sorduğunda, Altay "Sakarya Muharebesi hakkında bilgi vermeme rağmen dinlemeyip kendi mücadelesini anlattığı. İyi, fakat idari tecrübesi az. Kendisine çok güveniyor" diye cevap verdi.
Ziyaret sona erdikten sonra Amanullah Han ülkesine döndü. Yusuf Hikmet Bayur, gitmeden önce ülke hakkında bilgi topladı. Atatürk'e sundu. Han'ın ülkesinde kadınların kıyafetleriyle ilgili yasalar çıkarttığından bahsetti.
Amanullah Han kıyafet devrimini yaparken kadınların geleneksel kıyafeti olan burkayı yasaklamıştı. Burka giyen kadınların kıyafetleri zorla çıkartılıp yırttılıyordu. Atatürk, Han'a götürmesi için bir mesaj verdi: "Söyle ona, başını kayaya vurmamalıdır insan."
Bayur, Afganistan'a gidince konuyu Han'a açtı. "Atatürk'e ağabeyim diyorsunuz" diye lafa girerek mesajını iletti. Fakat Han pek umursamadı. "Hiç merak etmesinde, millet avucumun içerisindedir" diye cevap verdi.
Amanullah Han, ülkesindeki gericileri küçümsüyordu. Üstelik ülkesindeki tüm güçleri elinde toplamış değildi. Uyarılara kulak asmayıp devrimlerini, gericileri ürküterek sürdürmeye devam etti.
Atatürk'ün genel sekreteri Hasan Rıza, gelişmeleri, özellikle kadın kıyafetleri konusundaki durumu anlattığında Atatürk "Eyvah adam gitti demektir; ben kendisine ısrarla bu mevzua girmemesini tavsiye etmiştim, çok yazık oldu" dedi.
Atatürk'ün tahminleri doğru çıktı. Amanullah Han, Avrupa'ya göndermek için 100 erkek ve 20 kadından oluşan öğrenci grubu için büyük bir geçit resmi düzenledi. Kadınlar geçitte kısa etek ve başı açık şekilde yürüdü. Halk olan biteni gördü.
Bu öğrencilerin bir kısmı eğitim görmek için Türkiye'ye gelecekti. Daha sonra ülkelerine gelerek modernleşme için çalışacaktı. Fakat bu geçit ülkedeki gericileri kışkırttı. Yusuf Hikmet öğrencilerin bu şekilde ülkede dolaştırılmaması için uyardı fakat Han dinlemedi.
Öğrenciler daha sonra Hint sınırına yakın bölgelere götürüldü. Oradan yurt dışına çıkacaklardı. Fakat Hint bölgesindeki İngilizler durumu fırsat bilip halkı kışkırtmaya başladı.
İngilizler kadınları görmesi için bölgedeki gerici aşiretleri şehre davet etti. Aşiretler olan bitene tanık olunca zaten rahatsızlık yaratan inkılaplara karşı isyan başladı. İlk olarak Şirvani ve Hokkari aşiretleri ayaklandı.
Amanullah Han rol model olarak Atatürk'ü örnek alıyordu fakat ülkesinde Atatürk kadar güçlü değildi. Büyüyen isyan karşısında çaresiz kaldı. Ülkeyi terk ederek tahtı kardeşine bıraktı. O da tahtı terk edince ülkede istikrarsızlık baş gösterdi.
Muhammet Nadir Şah 1929'da iktidarı ele aldıysa da modernleşme hareketi deyim yerindeyse yok oldu. Amanullah Han'ın geri dönmesini büyük oranda engelledi. Bir suikast sonucu ölünce ülkeyi Muhammed Zahir Şah 40 yıl boyunca yönetti.
Bu süreçte ülke yerinde saydı. 73'te kayınbiraderi Davut tarafından Cumhuriyet ilan edildiyse de Sovyetler ve ABD arasında sıkışıp kaldı. Sovyetler'in müdahalesi üzerine ABD tarafından radikal dinciler örgütlendi ve Afganistan için karanlık günler başladı
Uzun süren Sovyet-Afgan Savaşı'ndan sonra ülke adeta harap oldu. Radikal dinciler el altından desteklenmeye devam etti. 1991'e gelindiğinde hükümet ülkenin büyük bölümünü kontrol edemiyordu. Kısa süre sonra Taliban kuruldu ve 96'da yönetimi ele geçirdiler.
ABD, bir zamanlar kullandığı Ladin'in Taliban tarafından korunduğunu gerekçe göstererek 2001'de Afganistan'a savaş ilan etti. Taliban düşünce ABD bölgeye hakim oldu ve büyük bir uyuşturucu üretimi başladı
Bu süreçte ülkede ne gelişim, ne üretim ne de başka yararlı şeyler oldu. Zaten yöneticiler büyük oranda ABD'ye çalışıyordu. Bu teslimiyetçilik Taliban'ı daha da güçlendirdi. Taliban tekrar harekete geçti. Ve 2021... Taliban, başkenti ele geçirdi.
Afganistan yüz yıl önce Atatürk'ün izinde giden modern bir ülkeydi. Fakat modernleşme ve gericilikle mücadele kolay bir iş değildi. Neredeyse yüz yıl geçti. Ve Afganistan bir katre yol kat edemedi. Afganistan'ın bu hali, Atatürk'ün ne büyük işler yaptığını gösteriyor.

Amanullah Han iktidardan düştükten iki yıl sonra tekrar Ankara'ya geldi. Atatürk tarafından onurlu bir şekilde karşılandı. Fakat hali pek iyi değildi. Bitkin ve solgundu. Kaldığı odada gece boyunca ağlıyordu.

Atatürk'ün hizmetinde olan Cemal Granda, Han'ın durumunu Atatürk'e anlattı ve sordu: - Paşam, Kral'ın ağlaması benim çok gücüme gitti ve çok üzüldüm. Büyük adamların düşmesi çok zor oluyor, değil mi? - Krallar... Ancak krallar öyle olur... Önemli bir mesaj vermişti.
Afganistan bugün dünyadaki en geri kalmış ülkelerden biri. Vatandaşları ülkeyi terk ediyor. En gerici gruplardan biri hakimiyetini kurmak üzere. Ve ülke ABD, Rusya ile Çin arasında adeta ağa takılmış durumda. İşte, Afganistan'ın hazin hikayesi...
Afganistan'ın bu hikayesi bana iki şey anlatıyor:
1- İyi niyetli olmak yetmiyor. Doğru adımları, doğru zamanda atmak gerekiyor.
2- Atatürk çok çok büyük lider.
Ve Türk Milleti gerçekten inanılmaz yetenekli ve mucizevi bir millet.