1. YASAL UYARI

      Forumumuza üye olarak ayrıcalıklarımızdan yararlanabilirsiniz. Sitemizde hiç bir şekilde yasa dışı bahis oynatılmadığını bilerek hareket ediniz. İçerik sağlayıcı paylaşım sitelerinden biri olan Forum Adresimizde T.C.K 20. Madde ve 5651 Sayılı Kanun'un 4. maddesinin 2. fıkrasına göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Bu web sitesinde (4betforumu.com) hiç bir şekilde illegal bahis oynatılmaz ve illegal bahis oynatan taraflara aracılık yapılmaz. Bu web sitesi Türkçe dilini kullanan ve Türkiye dışında yaşayan kişileri bilgilendirmek amacıyla düzenlenmektedir. Bu web sitesinde (4betforumu.com) tanıtılan bahis firmaları Türkiye Cumhuriyeti kanunlarınca yasal değildir, bu yüzden Türkiye'de ikamet eden kişilerin bu sitelerde bahis oynamaları yasaktır. Türkiye'de ikamet eden ve paylaştığımız iddaa tahminlerini takip eden kişiler Sportoto bayileri olan; Bilyoner, Nesine, Tuttur, Birebin, Misli ve Oley web sitelerinden bahis yapabilirler. Digitürk ve D-Smart gibi platformların sahip olduğu telif haklarından ötürü sitemizde yayınlarına yer verilmemektedir. 4betforumu.com sitemizde bu tarz yayınlara izin verilmez. 4betforumu.com sitesinde yer alan yorum ve tahminler haber ve bilgi amaçlıdır. Kullanıcıların yazdığı yorum, tahmin ve bilgiler 4betforumu.com'un görüşünü yansıtmaz. Kullanıcılar yazdıkları mesajların içeriği nedeniyle yasal mercilere karşı kendileri sorumludur.

      Reklam ve İletişim

      Reklam ve sponsorluk taleplerinizi aşağıdaki Skype adresimize veya Mail adresimize yapabilirsiniz.
      Skype Adresimiz: [email protected]
      Mail Adresimiz: [email protected]

BetForumu Kişisel Gelişim Başlığı

0 Takip Edilen
0 Takipçi

17 Ara 2019

3,384 Mesaj

7,002 Tepki

0 Çözüm

300

İlk Mesaj

100 Mesaj

500 Mesaj

1k Mesaj

Ödülü yok!

Katılım
17 Ara 2019
Mesajlar
3,384
Tepkime puanı
7,002
Konum
Tr
Böyle bir başlık bulamadım. Genel olarak tavsiyeler ve fikirler paylaşılabilir. Başarılı insanların hayat hikayeleride eklenebilir. Ben bazı faydalı olabilecek şeyler eklemek istiyorum.

Dibe vurmuş insanlara tavsiyeler

Algınızı değiştirin:

bir süreliğine sıradan olun. programlı yaşamayı deneyin. genellikle diğerlerinden farklılaştıkça veya kıyasladıkça kötü hisseder insanlar. bu başarısızlık, ayrılıklar, farklılık, düşünce ayrılığı, değerinizin azaldığını düşünmeniz, yediğiniz kazıklar, öfke, "bunu bana nasıl yapar düşüncesi" olabilir.

boş durmayın.
araştırmalara göre insan en fazla bir şey yapmadığı zaman negatif düşüncelere dalıyor.
kendinizi kendinize ispatlayabileceğiniz işler yapın, bir günde bir kitap okuyamaya çalışın? ilgili olduğunuz konun bayiden gidip dergilerini alın. sırf onları okuyun. normalde kendi işinizle yapabileceğiniz ve en az 1 hafta sürecek bir işi 3 günde bitirmeye çalışın. risk odaklı basit işler yapın. örneğin en yakın markete değil, bir sonrakine farklı bir yoldan gidin. öğlen yemeğinde ya da bir buluşmada geri dönmeniz veya yetişmeniz gerekirken yakındaki değil, daha uzaktaki kafeye gidin. risk hayatı zenginleştirir. düşünceninizin odak noktaları değiştikçe, siz de farklı düşünmeye başlayacaksınız.

iletişim ve sosyalleşme yaratın.
kendi derdinize gömülmeyin. başka insanları dinleyin. bazen öyle insanlar karşınıza çıkıyor ki onun derdini dinlerken kendinizinkini unutuyorsunuz, bir nevi terapi gibi oluyor. üstelik onun sorununa yapacağınız basit br yorum sonunda alacağınız "teşekkürler iyi geldin" cümlesi bile iyileşmeniz de büyük bir adım. kendinizi tekrardan eskiden olduğu gibi önemli ve yararlı olduğunuza kendinizin inanması lazım. araştırmalara göre sadece ortalama üstünde kazanan veya zeka seviyesi yüksek kişiler çöküş yaşarmış. bu sebeple sırf bunu yaşamanız bile sizin yararlı olabileceğinizi ve muhtemelen olduğunuzu veya potansiyelinizi gösteriyor.

tarihe yön vermiş değerli insanları okuyun:
büyük düşünürleri örnek alın, sizin yerinizde şu an einstein olsa veya camus olsa ne düşünürdü? oturup böyle ağlar, zırlar mıydı? bu beni hep iyi hissettirmiştir. o da bir insandı, mükemmel değildi ve sizin yaptığınızı yapmazdı. bilmiyorsanız kitaplarını okuyun, bir çok farklı yazarı okuyun. farklı görüşler, düşüncelerinizi ve sizi zihinsel olarak geliştirir.

spor yapın ve iyi beslenin:
spor yapın, erkekler için o testosteronu yükseltmenin en kolay yanıdır. bir kas grubunuzu düzenli geliştirmeyi deneyin, valla öyle bir oluyor ki mucize yaşıyorsunuz. örneğin "hiç bu kadar kol kasım olmamıştı, vücutum şekilleniyor" dedikçe iyi hissedeceksiniz. ne yerseniz o olursunuz. iyi beslenirseniz, vücudunuzdaki hormonlar ona göre sentezlenir ve iyi hissedersiniz

sonuç:
bekleyerek dipten çıkamazsınız, evet belki depresyon döneminde elinizden bir şey gelmeyecek ama bir yerde buna dur demelisiniz, emek sarfetmelisiniz. fark edeceksiniz ki yaptıkça daha rahat yapıyorsunuz. sizin sadece kendinize ihtiyacınız var. emin olun siz fiziksel ve zihinsel gelişimi yaşadıkça sosyal çevreniz bile yeniden şekillenecek, bir noktada neye üzüldüğünüzü bile hatırlamayacaksınız.

 

17 Ara 2019

3,384 Mesaj

7,002 Tepki

0 Çözüm

300

İlk Mesaj

100 Mesaj

500 Mesaj

1k Mesaj

Ödülü yok!

Katılım
17 Ara 2019
Mesajlar
3,384
Tepkime puanı
7,002
Konum
Tr
Aşk acısı ve aşabilmek:

Sorunlu, nevrotik hatta patolojik bir ilişkide terk etme kararını alanın ve edilinin psikolojisini anlamak o kadar zor değil. bir çok şey söylenmiştir ama ben başka bir bakış açısından bakacağım.

terk eden genelde korkuyor ve kaygılı. terk edilen ise özlem duyuyor. bu 2 tarafın birbirini anlaması mümkün değil.

terk eden korkuyor. neden korkuyor? düşünün ki çok sevdiğiniz biri var, gece uyurken kalkıp yüzünü izleyip, mutlu olup uyuyorsunuz ama bu kişi yavaş yavaş ufak kazıklar atıyor, siz ise günden güne pişiyorsunuz, hep görmezden geliyorsunuz, belki arada gönlünüzü alıyor. alışmaya başlıyorsunuz ama bir gün öyle bir canınızı yakıyor ki, o an bütün yaşananların sıradanlığını fark ediyorsunuz. aslında öncekilerden farklı biri olmadığını, hatta gayet tırt biri olduğu yüzünüze buzlu su olarak çarpıyor.

o yaşadığınız kaygı ve korku yetiyor size. bir kere daha bunu yaşamak istemiyorsunuz. bu aldatma olabilir, canınızı yakacak bir cümle olabilir. hep aklınızdan aynı olay geçiyor. ya daha fazlasını yaparsa diye düşünüyorsunuz. ya benzer başka bir şey yaparsa nasıl hissederim? işte orada aniden vazgeçiyorsunuz. korku insan için büyük bir motivasyon kaynağıdır ve korkunun kaynağını yok etmekte insanoğlu oldukça başarılıdır. bu sevginin, özlemin her şeyin önüne geçer, her şeyi buz gibi soğutur.

bu kolay oluşan bir süreç değil, belli öğrenilmişliklere sahip, belli bilinç düzeyinde insanlar daha çabuk ulaşabilir. aksi halde zorlanırlar ve daha kötüsünü yaşarlar kurban psikolojisi ve bu kişinin bağımlılığını önceden anlatmıştık ama herkesin bir sınırı vardır.

peki terk edilen ne yapıyor? onun 2 boyutu var. 1)özlem 2)suçluluk. terk edilen bu davranışları; karşı taraf kadar farkındalık geliştirmediği için en başta anlamıyor. onun için "nolacak ki? neden kızdı?" boyutunda empati özürlüsü bir süreç işliyor. başta belirttik, zaten patolojik bir durum var. bu zamanla özleme dönüşüyor. o kişi özleniyor ve neden diye sormaya başlıyor şahıs, bu kadar özlemişken onu, neden yanımda değil? geri dön dediğimde neden dönmüyor? neden cevap vermiyor. zamanla suçluluk da başlıyor, kişi hatasını anlıyor, o kişiyi nasıl kırdığını anlıyor, başta mücadele ediyor, hayır diyor ben çok da yanlış bir şey yapmadım, kendiyle mücadeleye giriyor, hatta başka insanlara yönelmeye çalışıyor ama suçluluk daha da çöküyor. bu kendiyle çelişmesi demek. çünkü insan suçluluğunu kabul ederse savunma mekanizması yıkılır ve daha savunmasız kalır. bu kırılma yaşandığında o kişi karşısında diz çöküp ağlayacak hale gelebilir. bu uyuştucu eksikliği gibi bir süreç. "onu istiyorum" diyor beyin. onu sevdiğini fark ediyor ama çok geç. bu duyguları terk eden anlamaz çünkü o kişinin beyninde yanan şey "korkunun veya kaygının tekrarlanmaması ve bunun kaynağı da terk ettiği kişi" bazen bu kişiyle konuşmayı reddediyor, çünkü özlem arada ağır bassa da yapılanı düşündükçe mantık geri adım atıyor, özlemle başa çıkıyor. hayır diyor affedemem, hayır onunla konuşamam, yine aynısı olacak.

işte bu yüzden bazı şeylerin özürü yok, kelimeler seslerden oluşur ama bazen karşı tarafı deler geçer. hele ki olaylar, tanık olunanlar, bunlar parçalar. bu yüzden devam etmez işte. bazen yaşamadan önce veya hemen sonra düzeltmek ve tekrarlamamak gerekir. bir ilişkide yapılacak en büyük aptallık yapılan bir hata üstüne benzer bir hatayı üstelemektir. gerçek hayatta bir kaç kere hata yapıp, sonra "save" dosyasından devam edemezsiniz.

bilin ki sevdiğiniz biriyle yarım kalmışlıkla hareket ettiğiniz de 2 tarafın da kaderi değişiyor. o andan itibaren hayatınız farklı bir seyre giriyor. buna cesaret ettiyseniz, sonuçlarına katlanırsınız.
 

17 Ara 2019

3,384 Mesaj

7,002 Tepki

0 Çözüm

300

İlk Mesaj

100 Mesaj

500 Mesaj

1k Mesaj

Ödülü yok!

Katılım
17 Ara 2019
Mesajlar
3,384
Tepkime puanı
7,002
Konum
Tr
İnsanların Depresyondan Çıkabilmek için Yemeklerine Dikkat Etmesi Gerekiyor. Türkçe Altyazılı harika bir video bu konuda önemli bir farkındalık yaratıyor..

 
P

pony

Guest
Karantina sayesinde hiç hobim olmadığını farkettim.. Birkaç tane tuval ve boya spariş etmiştim onlar geldi. Bob Ross ile birlikte resim yapıyorum. O videoda çiziyor bende elimden geldiğince eşlik etmeye çalışıyorum kendi tuvalimde. Güzel çizebiliyormuyum, kesinlikle hayır, ancak duygusal açıdan tatmin oluyormuyum, kesinlikle evet.

Bu duygusal tatminlik hissi de kişisel gelişim açısından önemli bence. Normalde sadece günü geçirmek için yaşayan, tek lüksü kumar oynamak olan ve bir sonraki ayın 15'i gelsinde kumar oynayabileyim modunda takılan birisiydim. Kendime hobiler yarattığımdan beri modum daha bir yüksek. Normalde hiç yapmam ama evde spor yapmaya başladım. Sonrasında kitap okumaya da başladım. Kendimi geliştirme konusunda hevesim çoğaldı yani..

Kendinden memnun olmayıp kendisini geliştirmek isteyen, ama o motivasyonu hissetmeyen varsa kesinlikle hobi bulmanızı öneririm. Etkisi oluyor. Faydalı başlık olmuş emeğine sağlık @V.Manstein
 

17 Ara 2019

3,384 Mesaj

7,002 Tepki

0 Çözüm

300

İlk Mesaj

100 Mesaj

500 Mesaj

1k Mesaj

Ödülü yok!

Katılım
17 Ara 2019
Mesajlar
3,384
Tepkime puanı
7,002
Konum
Tr
bir bilge, ırmak kıyısında oturmaktadır. susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak ırmağa kadar gelip, tam su içecekken kaçmasını dikkatle izler.

köpek susamıştır fakat ırmağa geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktadır. bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır. sonunda köpek susuzluğa daha fazla dayanamayıp kendini ırmağa atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu içer.

o anda bilge düşünür, benim bundan öğrendiğim şu oldu der: “bir insanın istekleri ile arasındaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır; kendi içinde büyüttüğü engellerdir. insan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir.”

ama biraz daha düşününce aslında gerçek öğrendiği şeyin bundan farklı olduğunu görür. asıl öğrendiği şey, insanın bir bilge bile olsa bir köpekten öğrenebileceği bilginin var olduğudur.
 

17 Ara 2019

3,384 Mesaj

7,002 Tepki

0 Çözüm

300

İlk Mesaj

100 Mesaj

500 Mesaj

1k Mesaj

Ödülü yok!

Katılım
17 Ara 2019
Mesajlar
3,384
Tepkime puanı
7,002
Konum
Tr
büyük bir japon bilgesi, çölde kumlar üzerinde oturmuş meditasyon halindedir…
adamın biri, ona yaklaşır ve şöyle der:
- beni öğrencin olarak kabul et.
bilge, parmağıyla kumlar üzerinde düz bir çizgi çeker ve şöyle der:
- kısalt!
adam, avuçlarıyla çizginin yarısını siler.
bilge der ki:
- git, bir sene sonra tekrar gel.
bir yıl geçer. bilge, yine bir çizgi çizer ve der ki:
- kısalt!
adam, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatır.
bilge, gene kabul etmez ve der ki:
- git, gelecek sene gene gel.
gelecek yıl olur. bilge, tekrar kumların üzerine bir çizgi çeker ve adamdan onu kısaltmasını ister.
bu kez, adam der ki:
- bilmiyorum.
ve bilge’den cevabı kendisine söylemesini rica eder.
bilge, çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve der ki:
- şimdi kısaldı.
bu hikaye, japon kültüründe ilerlemenin yolunu gösteren sırlardan biridir.
düşmanlığa ve diğer insanlarla boğuşmana hiç gerek yok, çünkü olgunlaşıp ilerlemenle onlar kendiliğinden yenilgiye uğrarlar.
 

17 Ara 2019

3,384 Mesaj

7,002 Tepki

0 Çözüm

300

İlk Mesaj

100 Mesaj

500 Mesaj

1k Mesaj

Ödülü yok!

Katılım
17 Ara 2019
Mesajlar
3,384
Tepkime puanı
7,002
Konum
Tr
yaşlı bir bilgeye sormuşlar:

- zehir nedir?
ihtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir!
bu, güç olabilir ya da tembellik; yiyecek, ego, hırs, kendini beğenmişlik, korku, öfke veya herhangi bir şey.

- korku nedir?
belirsizliği kabul etmemektir!
belirsizliği kabul edersek eğer macera haline gelir.

- kıskançlık nedir?
diğerlerinin iyiliğini kabul etmemektir!
eğer onların iyi durumlarını kabul edersek ilham haline gelir.

- öfke nedir?
kontrolümüzün dışında olan şeyleri kabul etmemektir!
eğer onları kabul edersek esneklik ve hoşgörüye dönüşür.

- nefret nedir?
insanları oldukları gibi kabul etmemektir!
eğer koşulsuzca kabul edersek, sevgiye dönüşür
 

17 Ara 2019

3,384 Mesaj

7,002 Tepki

0 Çözüm

300

İlk Mesaj

100 Mesaj

500 Mesaj

1k Mesaj

Ödülü yok!

Katılım
17 Ara 2019
Mesajlar
3,384
Tepkime puanı
7,002
Konum
Tr
Gençken tekneler beni büyülerdi. küçük bir kayığım vardı ve yalnız başıma göle açılırdım. saatlerce orada kalırdım. bir seferinde güzel bir gecede kapalı gözlerle, kayığımda meditasyon yapıyordum. akıntı aşağı boş bir kayık geldi ve benimkine çarptı. gözlerim kapalıydı, bu yüzden şöyle düşündüm: 'biri kayığıyla geldi ve kayığıma çarptı.' içimde öfke yükseldi. gözlerimi açtım ve öfke içinde adama bir şey söyleyecekken kayığın boş olduğunu fark ettim. o zaman hareket edecek yön kalmadı. öfkemi kime ifade edecektim? kayık boştu. yalnızca akıntı aşağı yüzüyordu ve gelip benim kayığıma çarpmıştı. bu yüzden yapacak hiçbir şey yoktu. öfkemi boş bir kayığa yansıtamazdım. gözlerimi kapattım. öfke oradaydı ama çıkış yolu bulamadığımdan gözlerimi kapattım ve öfkeye doğru geri geri yüzdüm. ve o boş kayık benim fark edişim oldu. o sessiz gece, içimde bir noktaya geldim. o boş kayık benim ustamdı. ve artık biri gelip bana hakaret ettiğinde gülüyorum ve diyorum ki: 'bu kayık da boş...' gözlerimi kapatıyorum ve içeriye gidiyorum.
 
Üst Alt